Oppenheimer Filmi Kunatum Fiziği ve Atom Bombası İzlediklerim 1. 2023 yılının 21 Temmuzunda Türkiye’de gösterime giren Christopher Nolan filmi. Fil için IMDb puanı 128K puanlamada 8.8 olarak belirlenmiş.
Bana göre en fazla 7.5 edecek bir yapım. Özellikle karşılıklı diyaloglar ve belgesel, biyografi anlatımı oldukça sıkıcı ve uzundu. Daha kısa ve özet geçilebilirdi. Zaten izleyiciler Oppenheimer’ın kim olduğunu bilip konudan az çok haberdar olmalı ki biyografi, belgesel yapımı filmi az çok anlasın değil mi?
Yukarıya bıraktığım düğmeye dokunarak film hakkında geniş bilgiye ulaşabilirsin. Burada konumuz bilim olacak. Kuantum mekaniği, her şeyin teorisi, birleşik kuram arayışından bahsedeceğim.
Oppenheimer Filmi Kunatum Fiziği ve Atom Bombası İzlediklerim 1
Oppenheimer filmi konusu (belgesel, biyografi) Julius Robert Oppenheimer‘ın yaşamına odaklanmış bir yapım. Biyografi kitabının beyazperdeye uyarlanması denilebilir. Yapım Robert Oppenheimer’ın psikolojisini, pişmanlıklarını, zamanının siyasi olaylarını, Rusya ve komünizm savaşını, Amerika’nın FBI başta olmak üzere nasıl komünist avına çıktığını da anlatıyor. Neyse bunları geçelim.
Kuantum Fiziği ve İlk Atom Bombasını Kim Yaptı
Kuantum mekaniği 20. yüzyılın başında Max Planck ile birlikte başladı. Kuantum mekaniği, atomik boyuttaki parçaların hareketini inceler. Bizim dünyamız ile uyumlu olmayan bir yerdir. Her şey belirsizdir, elektronun ya da bir parçacığın aynı anda yerini ve hızını bulamazsınız. Bir elektron aynı anda hem sağa hem de sola döner, spin atar. Kuantum tünelleme, neredeyse sıfır kütleli parçacıklar ile bizim boyutumuzdan farklıdır. Fakat biz ve gördüğümüz her şey işte bu tuhaf dünyanın ürünüdür. Yani atom altı dünyada, parçacıkların etkileşiminden biz oluşuruz ama bir fotonun ya da dalga boyunun bir kimyasal reaksiyonun bizim yaşamımızla ilgisi yoktur. Bizim aşklarımız, dünya hırsımız, açlığımız, tokluğumuz mikro ölçekte önemsidir o ölçekte sadece parçacıklar ve birbirleri ile etkileşimi vardır. Nükleer bir bomba patlayınca sadece atom çekirdeği parçalanıp, enerjisini saçar. Biz bütün bu parçacıkların yan ürünü gibi bir şeyiz.
Dedim ya Planck ile başlayan kunatum mekaniği devam eder. Her ne kadar 1900 yılında Lord Kelvin fiziğin artık her şeyi keşfettiğini söylese de öyle olmadı. Kelvin belki de başka bir şey söylemek istemişti kim bilir! Bizim ölçeğimizde Isaac Newton’ın hareket yasaları geçerlidir. Onun mekaniği iyi iş görür. Yine termodinamik ve atom fiziği hakkında 19 ve 20. yüzyılda müthiş çalışmalar oldu. İşin ilginç tarafı hepsi ya Alman ya Avusturyalı ya İtalyan ya İngiliz ya Danimarkalı ya da Amerikalı. Avrupa bilimin merkezi iken 2. Dünya Savaşı’nda Amerika’ya taşındılar. Hitler ortalığı duman edene kadar ne de güzeldi!
Elektro manyetik alanlar, elektrik ve manyetizma, fotonlar ve dalgalar; sıcaklık ve radyoaktivite… Sonuç bilimi kuantum mekaniğine götürdü. Heinrich Rudolf Hertz, André-Marie Ampère, James Watt daha onlarcasını günlük yaşamda soy adları ile kullanıyoruz. Hiç birinin farkında değiliz. Bizim soyadımızda hiç bir kısaltma yok. 20. yüzyıla müthiş bir giriş yapıldı. Einstein, Planck, Born, Bohr, Heisinberg, Pauli, Schrödinger, Fermi ve nicleri. Bunlar fizik tarafı bunun biyoloji, kimya, tıp yönü de var… Orada da bizden bir haber yok. Biz neredeyiz!
Elektron ve Foton konulu 1927 Solvay konferansındaki bilimcilere bakın. İşte şu anki fizik, termodinamik, kuantum fiziği, nükleer fizik bu zihinlerden çıktı. İnsan ilerleyecek, durmayacak. İnsanın nihai hedefi vücudunu yeniden düzenlemek, organlarını güçlendirmek, ölümsüzlüğe ulaşmak ve insan sonrasına erişmek. Yeni bir insan türüne evirilmek olacak. O tür ise artık vücudu olmayan saf bilinçten kozmik bir varlık olacak bu kesin.
Oppenheimer’a son defa dönecek olursak o buluşunun insanları öldüreceğini biliyordu. O atom bombasını sadece atomun çekirdeğinin parçalanması ve o çok büyük enerjinin salınımı olarak mı görmüştü? Zaten atom parçacıklarının, uranyum izotopunun da etik kuralları yoktu ki! Nereden bilsinler makro boyutta birilerinin yaşadığını? Ama siyasetçilere göre savaş bitiren ve yüzbinlerce Amerikalı askeri yaşamda tutan da bu silahtı. İnsanlar ölecekti tabii ki (!) Oppenheimer’ın icadı ile günümüzün eli silahlı Taliban katillerini ayıran ince çizgi acaba neydi?