Mustafa Sönmez. www.mustafasonmez.com’dasınız. Bilmiyorum bu adresi nasıl buldunuz, hangi arama sonucunda Google sizi buraya yönlendirdi? Öyle sayfalarca özgeçmişim de yok. Hatta ben var mıyım? Onu bile bilmiyorum. Yaşam insan beyninin, zihninin kurgusudur. Ben de bu kurgu içinde belki bir hologram belki de bir benzetim içinde yaşıyorum. Her neyse. Böyle felsefi konuları siktir edelim.
Kendimi nasıl tanımlıyorum, kısa bir bakış
- Atatürkçüyüm, şu dünyadaki en büyük önderim belki de o
- Bilim özellikle kuantum bilimi ve uzay merak alanım
- İnsnaları ayırmam, toplumsal uzlaşmadan yanayım
- Kutuplaşmaya ve önyargılara dünyamda yer yok
- Hiç bir insanı “öteki” olarak görmem
- Futbol takımı tutmam ve anlama.
- Siyasi parti taraftarı, fanatiği değilim. Oy verdiğim partiyi eleştiririm, siyasilerin ve partilerin kölesi değilim
- Fanatik düşüncelerim yoktur
- Dürüst, insancıl biri olmaya çalışıyorum
- Kitaplar benim her şeyim
- Zihnim her zaman sakindir, derin düşüncelere dalmam
- Düşüncelerimi ve kendimi sürekli yenilemeye çalışırım
- İnsan olarak biyolojimizi aşmamız gerektiğini düşünüyorum
- Zihinsel ve evrensel bir varlık olmamız gerektiği kanısındayım
- Kavga yerine ortak bir paydada yani “insan” olmada buluşmalıyız
- Enerjimizi, hükmetmeye ve inanç, yaşam tarzı kavgalarına değil; bilime, adalete, herkes için eşit şartların olduğu yaşam odaklı bir ülke için harcamalıyız bun ainnaırım
- Hekesin birbirini yargılayıp, hizaya getirmeye çalıştığı, herkesin kendini haklı görüp diğerini lanetlediği bir düşünce tarzının içe sıçayım.
- Herkesin özgürce hayat bulduğu, farklılkarın, inançların, cinsel kimliklerin tartışılmadığı, siyasilerin yalanlarının artık tutmadığı bir yer hayal ediyorum.
- Sadece yaşamak için ve yaşamın geliştirilip geleceğe, belki de insan sonrasına, geliştirilmiş insana, evrenle ve her varlıkla bağ kurabilen bir kozmik varlığa ilerlememiz gerektiğini düşünüyorum.
- Eski dünyanın binlerce yıllık biyolojik bedenini aşamayan öğretilerinin hepsini unutup yeni bir yaşam, evren, inanç kurgusuna ihtiyacımız olduğunu da düşünüyorum.
- Transhümanizm ve insanın artık yeni bir türe evrileceği kozmik bir bilinç olacağına inanıyorum
- Biyolojik vücudunu aşan milletler var olmaya devam edecek, geri kalanı ise birer beden olarak kalıp eski tartışmalara devam edecek ve bir kasap dükkanındaki et gibi birbirine muamele edecek. Oysa zihinsellik insanı evrenle bağlayacak..
- Aslında ben de herkes gibi sadece insanım. Hepimiz sadece insanız, aynı insanız. Kişisel özelliklerimiz, kişisel farklılıklar asla bizi öteki yapmaz. Hepimiz aynı biyolojik bedene ve yapıya sahibiz. Sadece yaşamı imgeleme biçimimiz farklı, gerçeklik algımız benzersiz hepsi bu kadar.
Sönmez, çılgın bir kalabalığın gürültüsüne kulak yıkayan, insancıl, bütün tartışılmaz doğrulardan uzak; inançlarını sorgulayan, yazdıkları ve okuduklarıyla ilgilenen; dünyaya, yaşama dost; bir yabancı…
Twitter akışı. Takip ederseniz fena olmaz!
Müziğin renkleri…
Müzik herhalde huzur içinde ölmek için insanın bulduğu en iyi şeylerden. Mzükten, incelikten o kadar uzaklaştık ki! Artık nezaket, bir diğerinin yaşamını saygıdeğer görme, kısık sesle konuşma, sanat, incelik kalmadı. Herkes birbirine üstünlük kurmak, bir diğerin öteki görmek, yaşantısına burnunu sokup, kendi yaşam biçimini en üstün hatta kutsal görmeye başladı. Oysa gerçeklik sadece bir algıdır. Bütü yaşam bizim kurguladığımız bir oyundur. Her şeyi insan zihni kurgular. Herkes birbirine bağıyor, herkes bir diğerini bir şeyerle suçluyor., kimse bir diğerini dinlemiyor. Son yıllarda bize bir şeyler oldu. Önce müzik dinlemeyi öğreneceğiz ki bir diğerin duymayı ve dinlemeyi de öğrenelim.
Bitmez Tükenmez Hırslarımız
La Vida Es Sueno, yani Hayat Bir Rüyadır, Calderon De La Barca’nın bir kitabı. Güzel bir oyun. Bu üç perdelik oyundan bir kısa alıntı yapmak güzel olacak. Alıntı İş Bankası Kültür Yayınları baskısı, sayfa 71’den. Kitabı mutlaka okuyun. Zaten okumayı unuttuğumuzdan değil mi yaşamı, evreni, ülkenin gerçeklerini, başkalarını okuyamıyoruz. Siyasiler bizi hep kandırıyor, algı ile yönetiliyoruz. Ve değişemiyoruz her geçen gün biraz daha fanatikleşip biraz daha hırçınlaşıyoruz.
2. gün 19. sahne, sayfa 71
Segismundo
Doğru söylüyor. Hoyrat davranışlardan
hükmetme güdüsünden ayrılmalıyız,
yeniden rüyalara dalsak;
yaşamın aslında rüya görmek olduğunu
bu anlaşılmaz rüyada
benim sınayarak öğrendiğime göre,
uyanana değin, kendisi gerçekte neyse
onun rüyasını gören insanoğlunun başla çaresi yok.
Kral, kral olduğunun rüyasını görür;
buyurur, yönetir, hükmeder.
Ödünç aldığı güç ve iktidarı,
er geç küllerle örter ecel!
Ölüm rüyasında uyanacak olduktan sonra,
hükmetmeye heveslenmenin anlamı ne?
Zengin, kendisine onca kaygı veren
zenginliğin rüyasını görür;
yoksul yoksulluğun.
Zulüm altında inileyen de rüya görür,
zulmeden de ve kişi gerçekte neyse,
onun rüyasını görür bilmeden.
Şİmdi burada zincire vurulu
olduğumun rüyasını görmüştüm az önce.
Hayat dediğin nedir?
Gelip geçici bir yanılsama,
bir gölge oyunu, bir düzmece;
en yüce sayılanın hiç değeri yok.
Çünkü bir rüyadır hayat
ve rüyada rüyadır sadece.