Ana SayfaMakaleHologram Nedir ve Evrenin Yapısı Holografik mi?

Hologram Nedir ve Evrenin Yapısı Holografik mi?

Sicim kuramı, M Kuramı ve modern fizik ışığında evrenin holografik yapısını ve gerçeklik algımızı keşfedin.

Evrenin gerçekliği üzerine en çarpıcı sorulardan biri: Evren bir hologram olabilir mi? Holografik evren kuramı, sicim kuramı ve M Kuramı ışığında uzay-zamanın ve gerçekliğin nasıl çalıştığını anlamaya çalışır. Atomlar, kuarklar, gluonlar ve parçacıkların titreşen sicimlerden oluştuğu düşüncesi, evrenin 10 boyutlu yapısı ve holografik ilkeler, gerçeklik algımızı kökten sorgulamamıza neden olur.

Evrenin sınırındaki kara zarlar, kapalı ve açık sicimlerin titreşimleri, bilgi birikimi ve holografik yansımalar; bize yaşadığımız alanın aslında yüksek boyutlu bir gerçekliğin yansıması olabileceğini gösteriyor. Hologram benzetmeleri, beyin ve bilgi teorileriyle birleştiğinde, evrenin ve bilincin sırlarını keşfetmek için büyüleyici bir çerçeve sunuyor.

👉 Bunlara da bakmalısını

Hologram Nedir ve Evrenin Yapısı Holografik mi?
Hologram Nedir

Hologram Nedir ve Evrenin Yapısı Holografik mi?

Evren teorilerinden en çekicisi evrenin bir hologram yansıması, üst gerçekliklerden yansıyan görüntüler, bir yan ürün olabileceği teorisidir. Biz asıl gerçekliklikten kopmuş gölge varlıklar mıyız? Hadi yanıtlayalım.

Hologram Nedir ve Hologramda mı Yaşıyoruz?

Hologram Nedir? Hologramda mı Yaşıyoruz? Evrenin yani uzay-zamanın Holografik ilkelere göre çalıştığı düşüncesini anlamak için öncelikle sicim kuramı ve M Kuramı nedir? Bunları bilmeliyiz. Bilim uzun zamandır mikro evrenin oluşumunu ve en küçük yapı taşlarını arıyordu. Atom, yörüngesinde elektronlar ve çekirdeğinde proton ve nötronlar, kuarklar ve gluonlar şeklinde iniyordu.

Daha sonra özellikle 80’li yıllarda sicim kuramları tekrar şahlandı ve her şeyin iki boyutlu titreşen sicimlerden oluştuğu ve 10 boyutlu bir evren öngörüldü. Tabii ki M Kuramının uzay-zamanın açıklanması ve şekli, yapısı hakkında da yanıtlanması gereken sorular vardı.

Evrenin bir sınırı var mıdır? Daha doğrusu uzay-zamanın bir şekli var mıdır? Nasıl bir yapıdadır? Bu soruların cevabı hiç de kolay değildir. Fakat en zor soruların bile bir cevabı vardır. Evren ya da uzay-zaman üç zar denilen bir yapıdan oluşur. Bu zarlar evrenin ya da evrenlerin dokusu gibidir. Sicimler titreşerek uzay-zamanımızı oluşturur. Açık sicimler bir de kapalı sicimler vardır. Kapalı sicimler zar üzerine mahkûm değildir ve hareket ederler.

Hologram Nedir ve Evrenin Yapısı Holografik mi?
Hologram Nedir

Evrenin Sınırları ve Zar Yapısı

Evrenin bir sınırı vardır. Bu sınırda yani zar üzerinde ya da yüzeyinde üst üste zar evrenler vardır. Uzay-zamanın sınır bölgelerinde kapalı sicimler ve zar tabakası kara delik gibi davranır ve kara zarlar müthiş bir kütle çekimi uygular ve müthiş bir bilgi birikimine sahiptirler. Evrenin ve her bir parçacığının ve atomun bilgisi burada kayıtlıdır. Buradaki sicimler hiçbir yere ayrılamazlar.

Diğer yandan evrenin hacminde dolaşabilen kapalı sicimler özgürce hareket ederler. Kara zarlar, kara delikler gibi ışığı yutarlar. Olay ufkuna yaklaştıkça her şey yavaşlar gibidir. Kapalı sicimler çok farklı şekillerde titreşirler. Yavaş titreşim yapan ve uzay hacmine dağılan kapalı sicimler uzay-zamanımızı oluştururlar. Kara zar tabakası yani açık uçlu sicimler uzayın sınırı, kapalı zarlar da uzay-zamanın hacmini yani içinde yaşadığımız alanı oluştururlar.

Zar sınırındaki fiziksel süreçler, zar hacminde farklı bir gerçeklik olarak gözüküyordu. Pek çok matematiksel formül üretildi. Evrenin sınırındaki bilgi matematiksel sözlük ile çevrildiğinde evrenin iç kısmındakiler denk geliyordu. Evrenin sınırındaki parçacıklar ve bilgi her şeyi yutan kara deliğe dönüşürken, hacimdeki uzay-zamanı oluşturan sicimler de aynı bilgiyi taşıyordu fakat hiçbir biçimde birbirlerine benzemiyorlardı. Hologramlarda olduğu gibi aynı bilgi farklı görünümde ve oluşmaktadır. Asıl bilgi evrenin sınırında; yansıması ise hologram gibi hacimdedir.

Maldecena ve Holografik Evren Kuramı

Maldecena ürettiği matematik ile evrenin hologram gibi davrandığını bulmuştu. Hologramlarda plastik üzerindeki anlamsız işaretler ve çizgilere lazer ışığı tutulduğunda birden bire üç boyutlu hologram oluşur. Plastik hologramın üç boyutlu şekli ile diğer şekli arasında hiç bir benzerlik olmasa da aynı bilgiyi taşırlar. Maldecena’nın kuramında evrenin sınır yüzeyindeki kuantum alan kuramı ile evrenin hacmindeki fizik kuralları benzer değildir. Ancak plastik hologramları anlamlandıran lazer ışığı gibi olan matematik sözlük ile yapılan çeviride her iki taraftaki bilginin bir diğerinin yansıması olduğu ve aynı bilgiyi içerdiğini Maldecena’nın matematik formülü öngörmektedir.

Platon’un mağara benzetmesi gibi duyularımız ve uzay-zamanın gerçekliği daha yüksek boyutlardaki gerçekliğin düzleştirilmiş, küçültülmüş bir yönü olabilir. Sınır ve hacim dünyaları birbirlerinin kılık değiştirmiş halleridir. Şimdilik kanıtlanamayan bu kurallar en azından bize evrenin ve yaşamın o kadar da basit olmadığını gösteriyor.

Hologram Nedir ve Evrenin Yapısı Holografik mi?
Hologram Nedir

Hologram Nedir ve Nasıl Çalışır?

Hologram, tek bir lazer ışınının iki ayrı ışına ayrılmasıyla oluşur. İlk ışın, fotoğrafı çektirilecek nesneden kestirilir. Sonra ikinci ışın, ilkinin yansıyan ışığıyla çarpıştırılır. Bu durumda ortaya çıkan girişim deseni dalgaları daha sonra bir film parçasına kaydedilir. Film tabakası aydınlatılınca üç boyutlu ve inanılmaz gerçeklikte imajlar elde edilir.

Hologramların çok daha ilginç bir özelliği vardır: Hologramları kesip parçalarına ayırdığımızda bile bütüne ait bilginin yok olmadığını görürüz. Bir araba hologramı filmini dört parçaya böldüğümüzde ya da sekiz parçaya ayırdığımızda fark etmez; hologram bütünlüğünü korur. Her bir parça bütünün kaydını da içerir. Hologram kaydının yapıldığı girişim desenleri ile hologram görüntüsü arasında hiçbir benzerlik bulunmaz. Fakat farklı fiziksel görünümde olsalar da aynı bilgiyi içerirler.

Beyin ve Holografik Teori

Bilginin insan beyninde belirli bir yerde tutulduğu görüşü holografik beyin teorisine göre yanlıştır. Teori bilginin beynin bütününe yayıldığını ve her bir parçada bütünün bilgisinin de kapsadığını öngörür. Farelerle yapılan deneylerde farelerin beyinlerinden her seferinde değişik yerlerden parçalar alınır, hatta beynin bütününe yakın parçalar alındığında fareler labirent içinde doğru yolu bulmuşlardır. Anıları kaybolmasa da farelerin motor yetenekleri zayıflamıştır. Hatıraların beynin içinde yayılmış olduğu düşüncesi akla hemen holografiyi getirir. Beyninin farklı bölümleri alınan insanlar da hatıralarını tekrar oluşturabilirler.

Görme yetisinin de holografik olduğu düşünülüyor. Görme sinirlerinin önemli bir bölümü alınan hastalar ve hayvanlar üzerinde yapılan deneyler, görme eyleminin devam ettiğini göstermiştir. Standart bilgilerimize göre gözün gördüğü imge ile beyin arasında birebir ilişki vardır. Görünen imge beyinde aynen simgelenir. Nesneler görme korteksindeki elektrik faaliyetleri sonucu aynı ile beyne yansır. Projeksiyondan yansıyan görüntü iyi bir örnek olacaktır. Bu standart teoridir.

Kaynaklar ve Okuma Listesi

  • Brian Greene: Evrenin Dokusu
  • Michael Talbot: Holografik Evren
  • Brian Greene: Saklı Gerçeklik

Filmler

Bu yazı okuma notlarıma dayanır. Kaynak geçen kitaplara bakabilirsiniz.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Sosyal Medya

0TakipçilerTakip Et
0TakipçilerTakip Et

Popüler