Görünmez Adam, Kitap İncelemesi, Özeti ve Yorumları. H.G. Wells, 19. yüzyıl sonlarında bilimsel düşünceyi kurgu birleştiren başarılı yazarlardandır. “Bilim kurgunun Shakespeare’i” olarak da anılan yazar, “Görünmez Adam”ı (The Invisible Man) 1897 yılında kaleme almıştır. O dönemde bu tür henüz “bilim kurgu” türü çok yeniydi ve ortak bir adı yoktu. “bilimsel romans” bu türün ilk adıdır.
Roman görünmezlik temasını merkeze alırken, bu kavramın teknik boyutlarını işler; ahlak ve toplum ilişkisi de yapıtın derinliklerine gizlenmiş temalardandır. Kısacası öykü sadece basit bir görünmezlik fantezisini içeren bilim kurgu değil, derinlemesine bir düşünsel keşiftir diyebiliriz. Ayrıca 1933 yapımı The Invisible Man filmini de kesinlikle izlemelisiniz.

👉 Öneri: Kütüphanemize göz atın: Okunacak yeni bir kitap keşfedin
Görünmez Adam Romanın Konusu ve Özeti
Romanın başkişisi Griffin, görünmezlik üzerine çalışmalar yapan bir bilim insanıdır. Kendisi üzerinde yaptığı deneyler sonucunda görünmezliği başarıyla elde eder. Ancak bu deneyim onu yalnızlığa, paranoyaya ve sonunda şiddete sürükler.
Griffin, vücudunun tamamını görünmez hale getirdikten sonra kimliğini gizlemek için bir kasabadaki motele yerleşir. Başını sargı bezleriyle sarar, takma bir burun kullanır. Ancak görünmezlik ona sadece bir avantaj değil; aynı zamanda büyük bir lanet getirir. Toplumdan dışlanır, korkulan bir figüre dönüşür ve giderek daha saldırgan ve acımasız biri haline gelir.
Görünmez Adam Romanının İncelemesi ve Ana Temaları
İnsanlık tarih boyunca görünmez olma fikrine büyük bir ilgi duymuştur. Zaman yolculuğu ve ölümsüzlük gibi görünmezlik de insanın gizli arzularından biridir. Ancak Wells’in bu romanında görünmezlik, bir süper güç olmaktan çok, bireyin yozlaşmasına neden olan bir yalnızlık ve denetimsizlik metaforuna dönüşür.
Griffin görünmez hale geldiğinde, toplumun ahlaki normlarından ve kurallarından sıyrılır. Kimsenin görmediği bir bireyin ne kadar ileri gidebileceği, burada çarpıcı bir şekilde gözler önüne serilir.
Roman, bilinmeyene karşı duyulan korkuyu etkili bir şekilde işler. İnsanlar Griffin’den değil, onun görünmezliğinden korkarlar. Bu korku, toplumsal düzenin tehdit altında olduğunu hissettiren güçlü bir unsur haline gelir. Görünmezlik, toplum için sadece fiziksel değil, aynı zamanda psikolojik bir tehdit hâline gelir.
Ahlak ve Toplumsal Kontrol
Griffin’in karakteri üzerinden “ahlak” kavramı sorgulanır. İnsanlar başkaları tarafından görüldükleri için mi iyilik yapar, yoksa gerçekten iyi oldukları için mi? Bir insan görünmez olursa yine de doğru olanı yapar mı? Griffin’in görünmezliği, onu toplumdan tamamen bağımsız hâle getirir; dolayısıyla onun ahlaki davranma gerekliliği de ortadan kalkar. Aşağıda tekrar bu konuya döneceğiz.
Lidyalı çoban Gyges denilince aklımıza hemen Platon’un Devlet yapıtı gelir. Gyges bir gün ölü bir adamın parmağından yüzüğünü çalıp kendi parmağına takar. Çobanlar her ay kralın huzuruna çıkarlar. Kazançlarının bir kısmını krallığa vermeleri de gerekir. Toplantı sırasında Gyges, yüzüğünü ters çevirince (avucunun içine alınca) görünmez olduğunu fark eder. Yuzugu tekrar çevirdiğinde görünür hale gelir. Bu Lidyalı çoban için tıpkı Görünmez Adam (The Invisible Man) romanının baş karakteri Griffin gibi davranır.
Eğer görünmüyorsak her türlü ahlak ve etik kuralını da gözardı edebiliriz. Çoban Gyges de bu biçimde saraya gizlice girer türlü entrikalar ağlarda bulunur. En sonunda kralın karısına sahip olur ve daha sonra kralı öldürerek onun tahtına oturur. Burada sorgulanan şudur insanlar ahlaki değerlerini toplum için mi geliştiriyor? Yalnız başına kalan bir insan ya da kimse tarafından görülmeyen bir insan etik kuralları harfiyen uygular mı?
Immanuel Kant, Etik, Ahlak ve Görünmez Adam Romanı
Immanuel Kant’ın etik anlayışı, eylemlerin sonuçlarına değil, arkasındaki niyete ve ödeve dayanan “kategorik imperatif” (koşulsuz buyruk) ilkesini temel alır. Buna göre bir eylem, ancak herkes için evrensel bir yasa haline gelmesi istenebiliyorsa ahlakidir. Gyges’in yüzüğü ise “İnsanlar yakalanma korkusu olmasaydı yine de ahlaklı davranır mıydı?” sorusunu sorarak ahlakı sonuca (cezadan kaçınmaya) bağlar.
Kant için bu bir paradoks değildir; çünkü Gyges yüzüğü taksa bile, ahlaki eylem görünürlükten bağımsız olarak, sadece ödev olduğu için doğru olanı yapmaktır. Kant’a göre gerçek erdem, kimse görmediğinde bile evrensel ahlak yasasına uymaktır. Bu örneğin aynını roman karakterimiz Dr. Griffin için de uygulayabiliriz.
Romanın basit bir fantezi ya da kuru bir bilim kurgu olmadığını bu açıklamalarla da anlamış bulunuyoruz. Şimdi biraz da teknik bilgiler ve romandaki çelişkilere geçelim.
Romandaki Teknik ve Bilimsel Çelişkiler
Griffin’in görünmezliğe ulaşma süreci, romanda oldukça detaylı olarak anlatılır. Vücudundaki dokuların ışığı geçirecek şekilde değiştirilmesi, kanının ve derisinin görünmez hâle getirilmesi, radyasyonla vücudun tamamen saydamlaştırılması gibi unsurlar içerir. Ancak teknik açıklamalar her zaman tatmin edici değildir. Özellikle şu sorular cevapsız kalır:
- Görünmez bir göz nasıl ışığı algılayabilir?
- Sindirim süreci görünürlükle nasıl çelişir? (Yani yemek yediğinde ne olur?)
- Sadece fiziksel görünmezlik mi söz konusu, yoksa zihin de bu süreçten etkilenir mi?
Bu soruların açık uçlu bırakılması, eseri sadece bilimsel açıdan değil, felsefi ve psikolojik olarak da tartışmalı bir hâle getirir
“Görünmez Adam”, H.G. Wells Romanı Ne Anlatmak İstiyor?
“Görünmez Adam”, H.G. Wells’in belki en kusurlu ama bir o kadar da düşündürücü romanlarından biridir. Görünmezliğin fiziksel boyutunun ötesinde, ahlaki ve psikolojik sonuçlarını irdeleyerek bilim kurgunun ötesine geçer. İnsan sadece başkaları gördüğü için mi ahlaklı davranışlar sergiler? Ahlak kurallarını toplumsal bir varlık olduğumuzdan, sosyolojik bir kavram olarak mı kabul etmeliyiz? Griffin görünmezken onu hiçbir ahlak kuralı bağlamıyordu. Yoksa etik kurallar insan ve diğer primatlarda olduğu gibi doğuştan gelen sosyolojik bir bağlantı mıdır?
Ahlakla ilgili felsefe, sadece filozofları değil Primatoloji ve sosyoloji, sosyal psikoloji birçok bilimin ortak çalışması ve gözlemleri ile sıkı bir takiptedir. Ahlak aslında sonradan edinilen ya da inançla gelen bir durum değildir. Griffin görünmezlikle toplumun baskısından kurtulduğu an ahlaki davranma zorunluluğundan da kurtulmuştur.
Griffin’in hikâyesi, bize bir gerçeği tekrar hatırlatır: İnsanı insan yapan şey, başkalarının onu görmesinden çok, onun kendi iç sesidir. Görünmeyen bir birey, sınırların ötesine geçebilir ama bu onu özgür değil, sadece yönsüz kılar.
Görünmez Adam Kitap Bilgileri
Dr. Griffin, görünmezliği icat eder. Bu onun için ahlaki bir ikileme ve varoluşsal bir soruna dönüşür. Sadece bedeni değil düşünceleri de değişim gösterir. Görünmez olmak onun için hiç bir etik kuralı tanımamak demektir.
- Orijinal Adı: The Invisible Man: A Grotesque Romance
- Yazar: H.G. (Herbert George) Wells
- İlk Yayın Tarihi: 1897
- Tür: Bilimkurgu, Korku, Gotik Kurgu, Görünmezlik
- İlk Baskı: C. Arthur Pearson Ltd (Londra); ABD’de Edward Arnold
- Sayfa Sayısı: 232
- Yayıncı: İş Bankası Kültür Yayınları, İthaki Yayınları
- Uyarlama: 1933 yapımı film uyarlaması
- Ortalama Okuma Süresi: 8 saat






