Gökyüzündeki İlginç Mezarlık Herkes Buraya Gömülemez. Sizi ilginç bir yere götüreceğim. Yaşamla ölüm arasında bir yer. Araf da diyebiliriz buraya. Peki öldüğünüzde böyle bir yere gömülmek ister miydiniz? Ya da nereye gömüldüğümüzün bir önemi var mı? Asya ülkelerinde ölüler yakılır ve külleri ya savrulur, ya saklanır ya da suya verilir.
Şimdi konumuza dönelim. Mitolojilerde ölüler diyarı hep yeraltındadır. Korkunç zebaniler, ölüm tanrıları yer altında gezinir. Fakat bu mezarlık çok ilginç bir yerde gökyüzünde. Tabii ki gökyüzünde dediysem öyle bulutların üzerinde değil.
Şimdi şu fotoğrafa bakalım mı? Kayalık ya da uçurumun tam dibinde caminin olduğu bu yer bir mezarlık. Biraz daha yaklaşıp dibine kadar girince bu devasa kayalık yığını insanın tepesine düşecek gibi.
Yukarı çıktığımızda adeta gökyüzüne ulaşıyoruz. Şehir ayaklarımızın altında gibi. Yaşayanların diyarı orada. İnsanlar yaşamını sessizce sürdürüyor. Tam uçurumun dibindeyiz. Hemen yanda ise cami ve mezarlığın başlangıcı var. Burası çok ikonik bir yer. Yaşamla ölüm arasındaki ince çizgi gibi. Uçurum her zaman insana ölümü hatırlatır. Aşağıdaki şehirde ise yaşam akıyor. Burası sanki yaşamla ölümün ara bölgesi gibi. Bu manzaranın insanı etkilemesinin nedeni belki de bu olsa gerek.
Böyle havadar bir yere şimdi olsa mezarlık yapmazlar. Tam bu uçuruma, kayalığın üzerine paralı bir seyir kulesi, restoranlar yapılırdı, girişi de ucuz olmazdı. Daha geriye ise yazlık evler yapılırdı. Belki de buranın ölülerin diyarı olması, yaşayan ve her şeye parayla sahip olmak isteyen dünyalılara kafa tutar gibi.
Ne garip değil mi yaşarken bizi var eden dünyada bir karış toprağımız olmuyor. Her şey satılık, toprak bile. Oysa dünya, içinde yaşayan herkesin olmalı. Burada yani evimiz olan dünyada evrimin milyarlarca yıllık tezgahından geçip var olduk. Her insana yaşamı boyunca ekip biçeceği, yaşamını geçireceği toprağı neden vermezler ki! İlla ölünce mi toprak sahibi olacağız?